İspanya'nın başkenti ve Avrupa Birliğinin ikinci en büyük başkenti Madrid'teyiz!Pek çok kişi için Barselona İstanbul,Madrid Ankara'dır.Benim için de öyle diyebilirim ( haksızlık etmeyelim Ankara'dan daha düzenli ve tarihi bir şehirdeyiz.) Bu benzetmenin ana nedeni ,Madrid'te deniz olmaması ve daha diplomatik bir havasının olması.Eminim ki kimse bu benzetmeyi Ankara ya da Madrid'i sevmediği için yapmıyor.
İspanya genel olarak sıcak iklime ve insanlara sahip bir ülke,sevmemek için tek nedeniniz kapkaççılar olabilir.Barselona kadar çok olmasa da Madrid'te de kapkaç,el çabukluğu en önemli sorun.Seyahat sırasında çanta ve özel eşyalara ekstra dikkat etmek lazım.Durun hemen korkmayın girişte hemen bu bilgiyi verdim diye seyahat etmiycez anlamına gelmiyor!Seyahatin türlü cilvesinden biri bu konu ancak biz gibi Türkiye'de harmanlanmış insanlar için bence bir sorun değil.Hangimiz otobüste yolda giderken aklımız cüzdanımızda olmadan dolanıyoruz ki!İspanya için de az biraz daha dikkatli olmanız yeterli.
Gelelim havasına suyuna;Madrid deniz seviyesinden oldukça yüksek ( sanırım Avrupanın en yüksek başkenti) o nedenle de iklim diğer İspanya şehirlerine göre daha farklı. Kış aylarında yağmur alan soğuk havayı da hissedebildiğiniz bir şehir.Madrid’e gitmek için en ideal dönem ilkbahar ve yaz ayları olsa da fazla sıcaktan bunalanlardansanız, eylül ve ekim aylarını tercih edebilirsiniz. Madrid’i keyifle gezmek isterseniz, en az 4-5 günlük bir plan yapabilirsiniz.
Madrid'te bulunan tek havaalanı Adolfo Suárez Madrid-Barajas havaalanı.4 terminali olan havalimanına iniş yaptığınızda otobüs, metro ve taksi kullanarak şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
Detaylı bilgi için ;
Şehir içi ulaşımdan bahsedecek olursak (ben hemen hiç kullanmadım diyebilirim ) ;
Metro/tramway/otobüs :Tek bilet :1,5 -2 Eur 10'lu bilet :12,20 Eur
,
Havaalanından Şehre ulaşım için tek yön :5 Eur
Madrid'te on önemli caddenin buluştuğu ve her şeyin merkezi olan Puerto del Sol meydanı etrafında konaklamak mantıklı bir seçenek olabilir.(2 ziyaretimde de ben bu noktayı tercih ettim ve çoğunlukla yürüyerek şehri gezebildim) Burası tam bir turist meydanı, yeme-içme alışveriş ve konaklama gibi birçok ihtiyacınızı giderebilirsiniz.(Yeme-İçme için biraz daha meydandan uzaklaşmanızı öneririm ki yeme-içme rehberinde önerilerim olacak)
Öncelikle dünyanın en önemli müzelerinden birkaçını içinde bulunduran bir şehri gezeceğinizi söylemeliyim.Bu rehberde çokça müze adı geçecek şimdiden hazırlıklı olunuz.Ben şehirleri bölgelere ayırıp öncelikle olmazsa olmaz noktarları gezip, son gün ise kendimi şehrin sokaklarında plansız dolaşmaya bırakmayı tercih ediyorum.Bu rehbere de öncelikle " buralara zaten gideceksiniz " noktaları ile başlayalım.
Madrid'in kalbi desem yeter mi, bilemedim.Gündüz ayrı gece ayrı kalabalık bir meydan.Madrid'in simgesi çilek ağacına tırmanan ayı heykeli,Kral III. Carlos'un at üstündeki heykeli ve 0 km merkez taşının bulunduğu meydanda aynı zamanda ünlü markaların yer aldığı alışveriş merkezlerini ve dükkanları da görebilirsiniz.Görmek isteyeceğiniz heryere yakın olan bu meydandan gün içinde bir kaç kez geçersiniz.Gece hayatı ve restoranlar için de yine bu meydan etrafında olacaksınız,yani bu meydan Madrid gezisi sonrası aklınızda en çok kalacak yer!
Adres:Prta del Sol, s/n, Centro, 28013 Madrid, İspanya
Oso y Madroño heykeli Madrid'deki Puerta del Sol Meydanında bulunan ünlü bronz heykeldir. Antonio Navarro Santafé tarafından yapılan heykel Kocayemiş ağacından yemiş yiyen bir ayıyı tasvirler.Eser 10 Şubat 1967 de açılmıştır,Madrid Belediyesi tarafından yaptırılan eser kentin ve ülkenin tarihindeki sembollerden esinlenmiştir. Ayağa kalkmış yemiş yiyen ayı simgesinin kökeni 13. yüzyıl İspanyol İmparatorluğu'na kadar gitmektedir. Simgenin Orta Çağ'da doğduğu sanılmaktadır. Antik Roma'daki eserlere benzeyen doğurganlık simgesi olan dişi ayıyı simgeleyen heykelin özellikle Picos de Europa Dağlarındaki ayılara ithafen yapıldığı söylenmektedir. Bir diğer söylentiye göre ise aynı bölgede yakalanarak II. Felipe döneminde başkentteki Casa del Retiro'ya getirilen bir ayıya atfen simgeleştirildiği düşünülmektedir.Kocayemiş ağacının ise başkent olmadan önce Madrid etrafında bulunan ağaçları ve bu ağaçların kliseden halka geçişini simgelediği söylentiler arasında.Yaklaşık 4 metre yüksekliğinde ve 4 ton ağırlığındaki bronz heykel önceden Calle Carmen girişindeyken çevredeki caddelerin araç trafiğine kapatılmasıyla beraber günümüzdeki yerine taşınmıştır. (Çok büyük bir heykel beklemeyiniz meydan içinde fark etmeyebilirsiniz.Meydanın Grand Via tarafından girişinde metro duraklarının arkasında kalıyor)
Adres:Prta del Sol, 1, Centro, 28013 Madrid, İspanya
Tarihi sokaklarda yürü!
Langos dene!
Nehir kenarında otur ve şehri dinle.
Charles köprüsünde yürü
Tarihi bir restoranda yemek ye!
Gulaş denemek için en ideal yerdesin.
Siyah bira denemelisin.
Madrid'in ana meydanı aynı zamanda en güzel meydanıdır, Plaza Mayor tarihi binalarla çevrili dikdörtgen şeklinde bir meydandır. Plaza Felipe II döneminde inşa edilmiş ve 1560'larda Juan de Herrera tarafından tasarlanmıştır. Felipe III, 1620'deki açılışından önce meydana son rötuşları yaptı ve birkaç yangının ardından meydan 1853'te Juan de Villanova tarafından tamamlandı. Plaza Mayor, şehir merkezinde stratejik bir konuma sahiptir ve bu da ona şehir pazarı, boğa güreşi arenası, infaz alanı, taç giyme töreni alanı ve hatta Engizisyon duruşmalarının yapıldığı yer rolünü kazandırmıştır. Meydanın geçmişteki pek çok işlevi ve tanık olduğu tarihi olaylar, yıllar içinde meydana bu ismin verilmesinde katkı sağlamıştır. Plaza del Arrabal, Plaza de la Republica ve Plaza Real olarak adlandırıldı. İspanya İç Savaşı'ndan sonra bugünkü adını Plaza Mayor almıştır. 129 metreye 94 metre ölçülerindeki plazanın dokuz girişi bulunuyor. Plaza binaları üç katlı olup meydana bakan toplam 237 balkona sahiptir. Şu anda kültürel etkinlikler için kullanılan Casa de la Panaderia (Fırın Evi) dışındaki binaların çoğu konut niteliğindedir. Meydanı çevreleyen pasajların altında restoran ve kafelerin yanı sıra şarap barları ve tapas barları da bulacaksınız. Meydanın ortasında Giovanni de Bologna tarafından 1616 yılında yapılan Kral III. Felipe'nin bronz heykeli bulunmaktadır.
Detaylı bilgi için;
Adres:Pl. Mayor, Centro, 28012 Madrid, İspanya
Madrid Kraliyet Sarayı, bir Mağribi kalesi olan eski Alcazar kalesinin yerine inşa edilmiştir. Burası şehrin en büyük binası ve Batı Avrupa'nın en büyük kraliyet sarayıdır. Plaza de Oriente Meydanı'nın yanında yer almaktadır. Kale ilk olarak Filippo Juvarra tarafından 3.000 saray mensubundan oluşan V. Felipe'nin sarayı için tasarlandı. Burada yaşayan ilk kraliyet üyesi Carlos III'tü. Saray o zamandan bu yana kraliyet ikametgahı olmaya devam etti ve bugün kraliyet ailesi artık burada yaşamasa da hala resmi ikametgahtır. İnşaat projesi 1737'de Juan Bautista Sacchetti tarafından başlatıldı ve daha sonra Francisco Sabatini ve Ventura Rodriguez devraldı ve proje 1764'te tamamlandı. Bina, Puerta del Principe kapısından erişilen merkezi bir avluya sahip kare bir kat planına sahip. doğu tarafı. Binanın geçit töreni alanına bakan galerileri vardır. Saray kompleksi, saray bahçeleri olan Sabatini ve Campo del Moro Bahçelerini içerir. Sarayın iç kısmı pek çok önemli özelliğe sahiptir ve değerli dönem mobilyaları ve sanat eserleri ile dekore edilmiş ve döşenmiştir. Ana merdiven 70 basamaklıdır ve Sabatini tarafından tasarlanmıştır. Taht Salonu'nun tavanında Tiepolo imzalı çarpıcı bir duvar resmi vardır ve Halberdiers Salonu bir zamanlar III. Carlos'un özel odasıydı. Kraliyet Kimyagerinde La Granja Fabrikası tarafından yapılmış seramik kaplar, Kraliyet Şapeli'nde ise Antonio Stradivari tarafından yapılmış antika yaylı çalgılar koleksiyonu bulunmaktadır. Kraliyet Cephaneliği'nde geçmişi 13. yüzyıla kadar uzanan geniş bir silah ve zırh koleksiyonu görebilirsiniz. Resim Galerisi'nde Caravaggio'nun Vaftizci Yahya'nın Başı ile Salome ve Luis Morales'in Çocuklu Bakire tablosu gibi değerli tablolar bulunmaktadır. Ayrıca Goya, El Greco, Velazquez, Sorolla, Mengs, Rubens, Giordano ve Juan de Flandes'in tabloları da var. Dikkate değer diğer odalar Kraliyet Muhafızları Odası, Kraliyet Kütüphanesi, Aynalar Salonu ve Sütunlar Odası'dır. Ziyaretçiler rehberli saray turuna katılabilir. Nöbetçi Değişimi her Çarşamba öğlen 12'de Puerta del Principe'de yapılır, ancak Temmuz, Ağustos veya Eylül aylarında tören yapılmaz.
Detaylı bilgi için;
Adres:Calle Bailén, 4, 28013 Madrid, Spain
Madrid'in katedrali, Bailen Caddesi'ndeki Kraliyet Sarayı'nın bitişiğindedir; Madrid Roma Katolik Başpiskoposluğunun merkezidir. 1561'de Kral II. Filipe, İspanya'nın başkentini Toledo'dan Madrid'e taşıdı ve yeni başkentin büyük bir ibadet yerine ihtiyacı vardı. Madrid'in ilk caminin eski yerinde inşaat 1879'da başladı. Katedral, Madrid'in koruyucu azizi Santa Maria de la Almudena'ya adanmıştır ve adını almıştır. Gotik canlandırma yapısı Francisco de Cubas tarafından tasarlandı, ancak ülkenin İç
Savaşı sırasında inşaatta yaşanan bir duraklamanın ardından tasarım, Barok dış cepheyi ekleyen Fernando Chueca tarafından devralındı. Sonunda katedral 1993 yılında tamamlandı. Güzel kilise 104 metre uzunluğunda ve 76 metre genişliğindedir. Almudena Meryem Ana'nın 16. yüzyıldan kalma bir görüntüsünü görebileceğiniz neo-Romanesk bir mezar bulunmaktadır. Ziyaretçiler kilisenin kutsal bölümündeki ve Bölüm Salonundaki mozaikleri görebilirler. Kubbeye çıkıp şehrin manzarasını görmek mümkün. İç mekan parlak renk patlamalarıyla aydınlıktır. Avrupa için katedral oldukça modern ve süssüz. İç mekandaki modern unsurlar arasında çağdaş sanatçıların heykelleri ve popüler sanat olarak adlandırılan canlı vitray pencereler yer alıyor. Dış tarafta katedrali kutsayan Papa II. John-Paul'un bir heykeli var. Yapının tarihi ve Madrid başpiskoposluğu hakkında bilgi edinebileceğiniz bir katedral müzesi bulunmaktadır.
Detaylı bilgi için;
Adres:10 Calle Bailen, on corner of Mayor Street, Madrid, Spain
Büyük Aziz Francis Bazilikası, 1760 yılında III. Carlos döneminde inşa edilmiştir. Katedralin, Aziz Francis'in 1217'de Fransisken manastırını kurduğu yerde olduğu düşünülüyor. Roma Katolik kilisesi La Latina mahallesinde bulunuyor ve Plaza de San Francisco'ya bakıyor. Neoklasik katedral Francisco Cabeza tarafından tasarlandı, ancak daha sonra Antonio Plo tarafından geliştirildi ve sonunda tamamlandığında Francesco Sabatini'nin yönetimine geçti. Etkileyici yapı, 33 metre genişliğinde ve 58 metre yüksekliğinde olup dünyanın 4'üncü, İspanya'nın ise en büyük kubbesine sahiptir. Kubbenin içinde inanılmaz freskler var ve kubbenin tabanında 12 havarinin ahşap heykelleri var. İç mekan, her biri birbirinden güzel şapellerle çevrili yuvarlak bir nefe sahiptir. Her şapel farklı tarzda dekore edilmiş ancak en dikkat çekici olanı Goya'nın fresklerini görebileceğiniz San Bernardino de Siena Şapeli. Freskteki karakterlerden birinin sanatçının otoportresi olduğu düşünülüyor. Kilisede Zurbaran'ın bir tablosu da dahil olmak üzere çok sayıda değerli sanat eseri bulunmaktadır. Katedralde, koro tezgahları ve kilisenin Casa Juan Guas tarafından oyulmuş yedi kapısı da dahil olmak üzere bazı karmaşık ahşap oyma mobilyalar bulunmaktadır. Katedral, ülkenin en ünlü sanatçılarının ve politikacılarının çoğunun son dinlenme yeridir. Kiliseyi ziyaret ederken rehberli bir tura (İspanyolca) katılabilir veya kamu hizmetleri sırasında ziyaret edebilirsiniz.
Detaylı bilgi için;
Adres:Calle San Buenaventura, 1, 28005 Madrid, Spain
Debod Tapınağı, tanrılar Amon ve İsis'e adanmış otantik bir Mısır tapınağıdır. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanıyor ve 1960 yılına kadar Mısır'da duruyordu. Aswan Barajı inşaat halindeyken tapınağın ve diğer anıtların taşınması gerekiyordu. UNESCO'nun talebi üzerine dünyanın diğer ülkelerindeki birçok antik anıt için yeni evler bulundu. Mısır hükümeti bu tapınağı 1968 yılında İspanya'ya hediye etti. Tapınak titizlikle taş taş sökülerek deniz yoluyla Valensiya'ya nakledildi. Oradan Madrid'e
olan yolculuğun geri kalanını trenle gerçekleştirdi. Dikkatli bir şekilde yeniden inşa edildikten sonra tapınak 1972'de açıldı. Tapınak, Plaza de Espana'nın yakınında yer alır ve yansıtıcı bir havuz ve Cuartel de la Montana Parkı'nın yeşil park alanıyla çevrilidir. Alandaki sergilerde tapınağın öyküsünü anlatmak için fotoğraflar, modeller ve görsel-işitsel projeksiyonlar kullanılıyor. Tapınak, Mısır'daki orijinal haliyle, doğu-batı ekseninde, tapınağa giden iki taş geçitle hizalanarak yerleştirildi. Tapınağın ilginç özelliklerinden biri de taş üzerindeki karmaşık kabartma hiyeroglif oymalardır. Siteyi bağımsız olarak ziyaret edebilir veya Cumartesi 11:30-12:30 arasında rehberli bir tura katılabilirsiniz.
Detaylı bilgi için;
Adres:Calle de Ferraz, s/n, 20008 Madrid, Spain
Madrid'deki Alcala Kapısı, Calle de Alcala'yı kapsayan Plaza de la Independencia'nın merkezinde yer alır; ancak burası orijinal konumu değildi. Kapı, şehrin doğu girişinde bulunan 16. yüzyıldan kalma kapının yerine yaptırılmıştır. Yeni kapı, Aragon'a giden ve kralın şehre girdiği kapının önemine uygun olarak daha büyük ve daha ayrıntılı olacaktı. Yapımına 1764 yılında Kral III. Carlos döneminde başlanmış ve 1764 yılında tamamlanmıştır. Kraliyet Sarayı ile Madrid Şehir Turu Hattı Atla, Puerta de Alcala'yı ve onun büyüleyici kültürünü tanımanın mükemmel bir yolunu sunar.
Adres:Plaza de la Independencia, 10, 28001 Madrid, Spain
1904 yılında bu bina telefon ve telgraf şirketinin yanı sıra ana postaneyi de barındıracak şekilde inşa edildi. Antonio Palacios ve Joaquin Otamendi tarafından tasarlandı ve kale benzeri eklektik Neo-Gotik, modern, rönesans ve barok tarza sahip. Mimarlar, bina içinde zemin kattan üst katın tavanına kadar açık alanlara izin veren çelik çerçeve teknolojisi kullandı. Bu, beyaz duvarlardan yansıyan binanın her yerine doğal ışık sağlar. Bina tarzı o dönemde ABD'deki hakim mimari tarzlardan
etkilenmişti. Bina, Plaza de Cibeles'te yer almaktadır ve kavisli cephesinde birçok kartuş, pilaster ve bir dizi kule üzerinde farklı yüksekliklerde Gotik tarzda zirveler bulunmaktadır. Binanın girişinde büyük mermer merdivenler bulunmaktadır. Binanın iç kısmında vitray tavanlar ve mitolojik figürlerin heykelleri bulunmaktadır. Uzun beyaz mermer sütunlar var ve hem iç hem de dış kısım bir katedrali andırıyor. 2007 yılında bina Belediye Binasına ev sahipliği yaptı. Binanın içinde, binanın tarihi ve inşaat sırasında çevrede bulunan sanat eserleri ile ilgili kültürel kalıntıların ve eserlerin bulunduğu bir müze bulunmaktadır. 2 € karşılığında şehrin muhteşem manzarasını görmek için binanın çatı katını ziyaret edebilirsiniz.
Detaylı bilgi için;
Adres:Plaza Cibeles, 1, 28014 Madrid, Spain
Madrid'deki bu müzenin 13. yüzyıldan 20. yüzyılın sonlarına kadar uzanan 1.000 parçalık sanat koleksiyonu, o dönemin tüm türlerini kapsıyor; sanat dünyanın dört bir yanından geliyor ancak ağırlıklı olarak Avrupalı sanatçıların eseri. Müze, Madrid'in Altın Üçgen müzelerinde 1806 yılında inşa edilmiş neo-klasik bir evde yer almaktadır. Koleksiyon 3 katta sergileniyor; en eski sanat eserleri en üst katta, en çağdaş parçalar ise en alt katta yer alıyor. Müzede neredeyse tüm önde gelen
sanatçıların temsil edildiği müze, sanat tarihine, sanatçılara ve sanat türlerine dair harika bir genel bakış sunuyor. Avrupa sanatının evrimi bu birinci sınıf müzede görülebilir. Koleksiyon Baron Heinrich Thyssen-Bornemisza ve oğlu tarafından toplandı. Özel koleksiyonları İspanya'nın başkentindeki müze için 350 milyon dolara satın alındı ve değeri yaklaşık 1 milyar dolar. Öne çıkanlar arasında Van Eyck'in Müjde İkili Tablosu; Our Lady of the Dry Tree, Petrus Christus ve Holbein'in Henry VIII portresi. Diğer önemli başyapıtlar Rubens'in Venüs'ün Tuvaleti ve Rembrandt'ın Otoportresi'dir. Empresyonist tablolar arasında Degas'nın Sallanan Dansçısı, Cezanne'ın Bir Çiftçinin Portresi ve Van Gogh'un birkaç tablosu yer alıyor. 20. yüzyıl eserleri arasında Picasso'nun Klarnetli Adam ve Aynalı Harlequin yer alıyor. Miro, Dali, Bacon, Pollock (Kahverengi ve Gümüş I) ve Edward Hopper'ın Otel Odası'nın tabloları var. Temsil edilen diğer sanatçılar arasında Murillo, Jose de Ribera, Caravaggio, El Greco, Lucas Van Valckenberch, Constable, Monet, Sisley, Renoir, Edvard Munch, Matisse, Modigliani, Toulouse-Lautrec, Gauguin, Chagall, Henry Moore, Pissarro ve Degas yer alıyor. Canaletto ve Zurbaran. Gördüğünüz gibi, temsil edilmeyen tanınmış bir sanatçı neredeyse yok.
Detaylı bilgi için;
Adres:Palacio de Villahermosa, Paseo Prado, 8, 28014 Madrid, Spain
Strahov Manastırı, 1143 yılında Prag Piskoposu Jindřich Zdík ve Bohemya Dükü II. Vladislaus tarafından kurulmuş bir Premonstratensian manastırıdır. İlk olarak ahşap bir yapıyken ilerleyen dönemde taş bir binaya çevrilmiş.Manastırı manastır yapan ise sahip olduğu akılları şaşkına çeviren kütüphanesi.Eminim ki pek çok yerde bu kütüphaneyi duymuşsunuzdur. Manastır ve kompleksin içinde bulunan Meryem Ana'nın Göğe Kabulü Kilisesi 'ni görmek için olmasa da bu kütüphane için biraz daha yukarı yürürsünüz bence ;)Kütüphaneye tamamen giriş izni yok yani bir kapıda belirli bir alana kadar giriyorsunuz ( bir kapıdan bakıp çıkıcam gibi) oturup kitapları karıştırmayı hayal etmeyin yani. Tamam farkındayım yokuşlar, yürümeler epeyce yoruldunuz.
Detaylı bilgi için;
Adres:III. nádvoří 48/2, 119 01 Praha 1-Hradčany, Çekya
Prag paylaşımları arasında azımsanmayacak yere sahip bir diğer turist noktası ( bana göre tabi) Farklı mimari yapıları seviyorsanız ya da estetik buluyorsanız uğranabilir fotoğraflanabilir ( benim için çok anlam ifade etmediğinden gitmediğim bir yer ).Dans eden bir kadın ve erkeği anımsatıyor binalar hatta Fred Astaire ve Ginger Rogers ikilisinden esinlenilerek yapıldığı söyleniyor. Ana hattan uzaklaşmanız gerektiğini hatırlatıyor ve hemen ekliyorum bazen yoldan çıkmak iyidir,bakarsınız güzel bir eser bir ev bir sokak görürsünüz.
Detaylı bilgi için;
Adres:Jiráskovo nám. 1981/6, 120 00 Nové Město, Çekya
Yeni şehir ve eski şehir arasında bir geçit görevi gören kule , Prag'ın Eski Şehir bölgesindeki 13 şehir kapısından biri. 1475 yılında yapımına başlanan kule/kapı ilk olarak yeni kule olarak adlandırılmış ancak 17. yüzyılda barut depolama amaçlı kullanıldığından ismi zamanla powder Tower /gate olarak değişmiş,günümüzde de halen pudra kulesi olarak anılıyor.
Kule içine girebilir ziyaret edebilirsiniz.Giriş ücreti 100 CZK.
Detaylı bilgi için;
Adres:Nám. Republiky 5, 110 00 Staré Město, Çekya
Çekyalı yazar Franz Kafka'nın mektupları, günlükleri ve fotoğraflarının yanı sıra 3 boyutlu enstalasyonların sergilendiği bir müze burası. Prag demek Kafka demek gibi bir durum var, o nedenle tabi ki bu müzeyi ziyaret etmeden dönmeyin derim. Prag'ın Kafka'nın eserleri üzerindeki etkisini vurgulamak için oldukça kasvetli bir ortam yaratmayı başarmışlar.Üstelik kendi el yazısı ile yazılmış notlarını ve çalışmalarını da görebilirsiniz.
*Prag’ın en dar sokağı olan U Luzickeho Seminare adlı sokak müzenin çok yakınında. O kadar dar ki, sokağın başında ve sonunda trafik lambası var. Bu şekilde aşağıdan ve yukarıdan aynı anda insanların sokağa girmesinin ve ortada bir yerde kilitlenmesini engellemişler.
Detaylı bilgi için;
Adres:Cihelná 635, 118 00 Malá Strana, Çekya
Tredelnik tatlısı dene!
Çekyalı yazar Franz Kafka'nın mektupları, günlükleri ve fotoğraflarının yanı sıra 3 boyutlu enstalasyonların sergilendiği bir müze burası. Prag demek Kafka demek gibi bir durum var, o nedenle tabi ki bu müzeyi ziyaret etmeden dönmeyin derim. Prag'ın Kafka'nın eserleri üzerindeki etkisini vurgulamak için oldukça kasvetli bir ortam yaratmayı başarmışlar.Üstelik kendi el yazısı ile yazılmış notlarını ve çalışmalarını da görebilirsiniz.
*Prag’ın en dar sokağı olan U Luzickeho Seminare adlı sokak müzenin çok yakınında. O kadar dar ki, sokağın başında ve sonunda trafik lambası var. Bu şekilde aşağıdan ve yukarıdan aynı anda insanların sokağa girmesinin ve ortada bir yerde kilitlenmesini engellemişler.
Detaylı bilgi için;
Adres:Cihelná 635, 118 00 Malá Strana, Çekya
Çekyalı yazar Franz Kafka'nın mektupları, günlükleri ve fotoğraflarının yanı sıra 3 boyutlu enstalasyonların sergilendiği bir müze burası. Prag demek Kafka demek gibi bir durum var, o nedenle tabi ki bu müzeyi ziyaret etmeden dönmeyin derim. Prag'ın Kafka'nın eserleri üzerindeki etkisini vurgulamak için oldukça kasvetli bir ortam yaratmayı başarmışlar.Üstelik kendi el yazısı ile yazılmış notlarını ve çalışmalarını da görebilirsiniz.
*Prag’ın en dar sokağı olan U Luzickeho Seminare adlı sokak müzenin çok yakınında. O kadar dar ki, sokağın başında ve sonunda trafik lambası var. Bu şekilde aşağıdan ve yukarıdan aynı anda insanların sokağa girmesinin ve ortada bir yerde kilitlenmesini engellemişler.
Detaylı bilgi için;
Adres:Cihelná 635, 118 00 Malá Strana, Çekya